Lider şahsiyetler yetiştiriyoruz.

TEKDEN BİLGİ KÖŞESİ

HANGİ RENK HANGİ ATIK?

AVM’lerde,belediyelerde,marketlerde,kamu kuruluşlarında hatta bazı sokaklarda bulunan geri dönüşüm kutularının renkleri hangi atık türünü kapsıyor biliyor musunuz?

Sıfır Atık renklerin insanların algısı üzerindeki etkisinden hareketle etkin bir atık yönetimi sağlanması ve uygulamada standarda erişilmesi adına, atıkların biriktirileceği ekipmanlarda uygulanmak üzere renk skalası oluşturulmuştur.

“Sıfır Atık”; israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir hedeftir.

 

İYİ HABER?

Türkiye’nin en popüler çevrim içi yemek platformlarından olan yemeksepeti,’Yaya Kurye ‘olarak isimlendirdiği yeni hizmetini duyurdu. Şirketin karbon ayak izi azaltma politikasının bir sonucu olarak karşımıza çıkan yeni hizmeti, adından da anlaşılabileceği üzere kuryelerin yürüyerek teslimat yapmalarını sağlayacak. Yemeksepeti, Yaya Kurye ile daha fazla istihdam sağlayacağını ifade ediyor.

Yaya Kurye sistemi kapsamında 1 kilometreden daha az mesafedeki teslimatlar, yürüyerek teslim edilecek. İlk aşamada İstanbul, İzmir, Antalya, Konya, Isparta, Muğla ve Balıkesir’de uygulanacak sistem, sonraki aşamada ülke geneline yayılacak. Yemeksepeti, Yaya Kurye sisteminin Yemeksepeti Market ve Yemeksepeti Mahalle hizmetlerinde de kullanılacağını açıkladı.

Yemeksepeti, Yaya Kurye gibi hizmetlerle çevreciliği ön planda tutmaya devam edeceklerini, gelecek dönemlerde bu tür girişimleri artıracaklarını söylüyor.

 

YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!

ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC), uydu görüntülerinin Antarktika çevresindeki deniz buzu seviyesinin mevsimsel olarak rekor düşük seviyeye gerilediğini gösterdiğini açıkladı.

Şu an kış olan Antarktika’da normalde bu dönemde deniz buzlarının yılın en geniş seviyesinde olması gerekiyor. Ancak araştırmalar, kayıtların tutulmaya başladığı 1979’dan bu yana buz miktarının dönemsel olarak en düşük seviyeye indiğini gösteriyor.

Bilim insanları Antarktika çevresindeki deniz buzunun, kıtanın yaz mevsimini yaşadığı yıl başındaki büyük erimeden sonra yeniden eski haline dönemediğini söylüyor. Kıtanın yaz mevsiminde kaydedilen deniz buzu miktarı da bu yıl tarihin en düşük seviyesindeydi.

Denizdeki buz kütlelerinin erimesi penguen ve bölgedeki diğer hayvanların üremesi üzerinde doğrudan etkili oluyor.

Bu buz kütleleri deniz suyundan oluştuğu için, erimeleri okyanusların su seviyesini etkilemiyor.

Ancak denizlerdeki beyaz tabakanın eksikliği, Dünya’dan uzaya yansıtılan güneş ışığının azalmasına neden olduğundan, küresel ısınma üzerinde olumsuz etkisi oluyor.

 

KENTLERİ YEŞİLLENDİRMEK KÜRESEL ISINMAYLA MÜCADELEDE NE KADAR ETKİLİ OLABİLİR?

Yeni bir araştırmaya göre kentlerde yeşil altyapı uygulamaları yalnızca atmosfere salınan karbonun tutulmasını sağlamıyor aynı zamanda karbon salımlarını azaltıyor.

İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’den bilim insanları tarafından yürütülen ve Nature Climate Change dergisinde yayımlanan araştırma Avrupa’daki 54 kentin altyapısını yeşillendirerek 2030’a kadar karbon nötr hale gelebileceğini öne sürüyor.

Avrupa Komisyonu’na göre Doğa Temelli Çözümler, doğadan ilham alan aynı anda çevresel, sosyal ve ekonomik faydalar sağlayan uygun maliyetli yaklaşımlar olarak tanımlanıyor.

Bu çözümlere kentlerde yağmur suyunun toprağa emilmesini sağlayan geçirgen kaldırımlar, daha fazla yeşillik ve ağaçlığın olduğu daha dar yollar, yaban hayatın korunduğu, yürüyüş ve bisikleti teşvik eden hoş ortamlar kurgulanması gibi örnekler veriliyor.

Araştırmacılar, bu çözümlerin sağladığı faydaları kentsel tarım örneğiyle açıklıyor.

Buna göre kentsel tarım, sokakların yeşillendirilmesiyle birleştiğinde, kent içinde araç kullanımı yerine bisiklet sürmek gibi çevre yanlısı davranışları teşvik edebiliyor.

 

MODA ENDÜSTRİSİNDE EKOLOJİK DÖNÜŞÜM: SÜRDÜRÜLEBİLİR MODA!

Tüketim çılgınlığının odak noktalarından olan moda endüstrisi, karbon ayak izi konusunda akla gelen ilk sektörlerden biri. Bu noktada, moda devlerinin son yıllarda attığı adımlar ve değişen stratejilerini incelemekte fayda var. Sürdürülebilir moda için neler yapılmalı, neler yapılıyor bu yazıda ele almaya çalışacağız.

Reduce, Reuse, Recycle: Azalt, Yeniden Kullan, Geri Dönüştür

Maksimalist yaşam tarzının teşvik edildiği modern dünyada, minimal yaşam yeniden moda olabilir mi? Tüketimi teşvik eden sistemlerin sürdürülebilirlik alanındaki imajı söz konusu olduğunda bu fikri benimsiyor gözükmesi oldukça tezat yaratsa da, artık moda bu olabilir. Önde gelen moda dergilerinde sürdürülebilir moda alanında verilen tavsiyelerin başında, “daha az alışveriş yap” yer alıyor. Daha az al ama kaliteli al felsefesinin moda olduğu bir geleceğe gidiyoruz.

İkinci el giyim alışverişi yaparak, atık giysi sorununu azaltmak, aşırı üretimi frenlemek, ürünlerin ömrünü uzatmak ve bir giysinin birden fazla alışverişte kullanılmasını sağlayarak ticari değerini ve ekonomik hareketini artırmak mümkün oluyor. 

Sürdürülebilir moda hedefinde, ikinci el lüks giyim ürünleri için bu tür girişimlerin olması umut verici olabilir. Bir kez giyilip rafa kalkan binlerce liralık kıyafetler, ayakkabılar, hem yeniden ekonomiye katılacak, hem de sıfır ürüne olan talebi azaltacaktır.

 

MİNİMALİZM NEDİR?

Minimalizm,modern sanat ve müzikte,kökeni 1960’lara giden, sadelik  ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akımdır. Hayatın her alnında sadeleşmeye ve faydacılığa vurgu yapar. Amaçsız şeyleri hayatımızdan çıkararak daha kaliteli bir yaşam sürme felsefesidir.

Sadeleşerek özgürleşmek için rehber

* Karmaşıklıkları ortadan kaldırın.

*Günlük harcamanı değerlendir.

*E posta kutunu temizle.

*Bir sabah rutini yap.

*Çekmecelerini düzenle.

*Sosyal medyada sana değer katanları takip et,fazlalıkları takipten çıkart.

*Tekrar okumayacağın kitapları bağışla.

*Bir gün boyunca sosyal medyadan uzak dur.

*Tüketim çılgınlığını durdur.      

 

İYİ HABER!

                  

Yaban; doğduğu toprakta doğal karakteriyle, insan müdahalesi olmadan bağımsız yetişendir.

Geleceğin gıdasını üretme amacıyla yola çıkan,filizlendirilmiş ürünler,filizlendirilmiş fermente ürünler,çorbalar başta olmak üzere kurutulmuş filizler,atıştırmalıklar,granola çeşitleri,unlar ve içecekleri ile geleceğin gıdasını Türkiye’de üreten marka,doğal,sürdürülebilir,ve iyi bir yaşam için,geçmişin yabani gücünü geleceğin uzmanlığıyla Dünya da bir ilke imza atarak Upgraded Food yani İyileştirilmiş Gıda için çalışıyor.

 

 

 

FAO NEDİR?

 FAO Hakkında

Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), açlığın ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası çabalara öncülük eden Birleşmiş Milletler’in uzmanlaşmış bir kuruluşudur.

Amacımız herkes için gıda güvenliğini sağlamak ve insanların aktif, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için yeterli miktarda yüksek kaliteli gıdaya düzenli olarak erişmelerini sağlamaktır. FAO, 194 ülke ve Avrupa Birliği olmak üzere 195 üyesiyle dünya çapında 130’dan fazla ülkede faaliyet göstermektedir.

Türkiye’deki Fao projeleri

-Hayvancılık Faaliyetlerinde Bulunan Tarımsal İşletme Tipolojisinin Belirlenmesi Desteği              

-Sürdürülebilir Balıkçılık Turizminin Gelişimine Destek

Türkiye’nin depremden etkilenen bölgesindeki küçük çiftçilerin tarımsal üretiminin ve kırsal geçim kaynaklarının güçlendirilmesi amacıyla kritik tedarik zincirlerinin acil rehabilitasyonu

Kaz eti üretiminin kırsal turizm ve gastronomi yoluyla güçlendirilmesi

Muğla İli Orman ve Maki Ekosistemlerinin Yangın Sonrası Restorasyon Faaliyetleri

Yedigöller Milli Parkı’nın sürdürülebilir yönetimi yoluyla ekosistem hizmetlerinin geliştirilmesi

  

BİYOÇEŞİTLİLİK NEDİR VE ÇOCUKLARI NASIL ETKİLER ?

                   
  1. Biyolojik çeşitlilik nedir?

Biyolojik çeşitlilik; bitkiler, hayvanlar, mantarlar, mikroorganizmalar gibi tüm canlıları, bunların oluşturdukları ekosistemleri ve içinde yaşadıkları alanları ifade eder.

  1. Biyolojik çeşitlilik neden önemlidir?

Biyolojik çeşitlilik insan sağlığı ve esenliği, ekonomik refah, gıda güvenliği ve güvencesi açısından büyük öneme sahiptir. Ayrıca tüm insanlar ve toplumlar için hayati olan diğer alanlarda da önemli bir yere sahiptir.

  1. Biyolojik çeşitlilik kaybıyla neyi kastediyoruz?

Insanlık tarihinde daha önce görülmemiş bir hızda biyolojik çeşitlilik azalıyor. Son 100 yılda vahşi memelilerin yüzde 83’ü ve bitki türlerinin yarısı yok oldu. Tüm bunların sorumlusu ise tüm canlıların sadece yüzde 0,01’ini temsil eden insanlar.

  1. Biyolojik çeşitlilik çocukları nasıl etkiliyor?

-Biyolojik çeşitlilik çocukların sağlıklı beslenmesi için temel bir gerekliliktir

Biyolojik çeşitlilik suyun arıtılmasında önemli bir rol oynayan ekosistemlere su sağlar, suyun arıtılmasına yardımcı olur

Biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği ve doğal afetler gibi şoklar karşısında toplumların direncini artırır ve savunmalarının kırılmasını engeller.

Biyolojik çeşitlilik kaybı, çocuklar için ölümcül olan bazı bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığını ve yayılımını arttırabilir

Biyolojik çeşitlilik, ilaçların ve hastalıkların anlaşılması konusunda ilerleme kaydetmemizi sağlıyor. Dolayısıyla çocuk sağlığının desteklenmesi açısından önemli ve yeri doldurulamaz bir kaynak.

Biyolojik çeşitlilik; fiziksel sağlığımızı ve ruh sağlığımız ile esenliğimizi olumlu yönde etkiler